ŞEYH
SADİ ŞİRAZİ’NİN SİYASETÇİYE TAVSİYELERİ
Eğer tedbirli olunacaksa düşmanın yüzüne gülmek
savaşmaktan daha iyidir. Düşmanı böyle yok etmek mümkün değilse fitne kapısını
hediyelerle kapamak gerek.
Eğer düşmanın zararından korkuyorsan iyilik
muskasıyla onun dilini bağla! Düşman için hasekler yerine altınlar dök! Çünkü
ihsan, keskin dişleri köreltir.
Tedbir ve siyasetle cihanı ele geçirebilirsin.
Isıramayacağın eli öp!
Düşmanını dostunmuş gibi kolla! Kolla ki fırsat
bulduğunda derisini yüzebilesin.
İsfendiyar’ın bile kemendinden kurtulmadığı Rüstem
tedbirle ele geçmiştir, bunu unutma!
Basit insanlarla savaşma! Zira damlaların sel olduğu
çok görülmüştür.
Hiç kimseye kaşını çatma!
Düşmanın ne kadar zayıf olursa olsun, onunla dost
kalmaya bak! Zira düşmanları dostlarından fazla olan kişinin düşmanları
şenlikli, dostları hüzünlü olur.
Senin ordundan daha kalabalık bir ordunun üstüne
yürüme!
Neştere yumruk vurulmaz.
Eğer bir savaşta sen daha kuvvetliysen o vakit de
güçsüze karşı zorbalık etme! Bu, erliğe sığmaz.
Fil kadar kuvvetli olsan ve pençen bir aslanın
pençesini andırsa dahi savaşmaktan uzak dur! Zira barış her zaman savaştan
üstündür.
Yalnızca bütün yolar kapandığında kılıca el atmak
helaldir.
Hasmın barış istediği zaman yüzünü çevirme! Savaş
istediğinde de dizginlerini ona doğru sür! Savaş kapısı öncelikle hasmın
tarafından kapatılırsa, bilmiş ol ki senin heybetin yüz bin kat artar. Ayağını
üzengiye ilk düşman koymuşsa, Allah mahşer günü senden hesap sormayacaktır.
Kin peyda olduğunda cenk hazırlığına başla! Zira kin
tutana karşı muhabbet beslemek hatadır.
Düşük yaratılışlı bir insana hoşlukla hitap edersen
kibrini ve inadını artırırsın.
Yürüdün mü Arap atlarıyla, yiğit savaşçılarla yürü
ve kötü ruhlu insanların ruhlarındaki kötülük tozlarını silk! Fakat aklını
başına devşirirse öfkenden vazgeç!
Düşman acz içinde senin kapından girdiğinde
gönlünden kini, aklından öfkeyi çıkarmalısın!
İhtiyar bilgelerin sözlerinden dışarı çıkma! Zira
yıllanmış kişilerin tecrübeleri de yıllanmış olur.
Eğer bir savaş meydanının ortasında kalmışsan
kaçacağın yeri de düşün! Zira zaferin kimin olacağını kimse bilmez.
Askerlerin dağılıp gittiğini gördükten sonra meydan
yerinde bir başına savaşa ısrar ederek tatlı canını yok yere heba etme!
Kenardaysan kaçmaya çalış, ortadaysan düşman elbisesi giy!
Kendi askerlerin bin kişi, karşı tarafın askerleri
iki yüz kişi bile olsa, gece bastırdığında düşman topraklarında durma! Gecenin
karanlığında pusudan fırlayan elli süvari beş yüz atlı heybetindedir.
Geceleyin yol kesmek istediğinde önce pusu kurulmuş
yollardan uzaklaş!
İki ordu arasında bir günlük mesafe kaldığında uygun
bir yerde çadır kur!
Önce düşman el kaldırırsa kaygılanma! Karşındaki
Efrasiyab da olsa beynini akıt!
Düşman bir günlük yol yürürse zorbalık edecek
pençesi kalmaz. Ve sen dinlenmiş bir kumandan olarak onun yorgun askerlerine
saldır!
Cahil düşman yalnızca kendisine zulmeder. Düşmanı
yerle bir ettiğinde sancağını da yerle bir et ki, yeniden aynı sancak altında
toplanmasınlar.
Yenilmiş bir ordunun ardına çok düşüp de
arkadaşlarından uzak kalma! Zira havanın birdenbire savaş tozlarıyla bir bulut
gibi karardığını görebilir, kendini mızraklarla kılıçlarla sarılmış
bulabilirsin.
Bir asker yağma peşinde koşmamalıdır ki sultanın
arkası boş kalmasın.
Bir askerin sultanı koruması savaşmasından daha
hayırlıdır… (Sad-i- Şirazi, Yönetim Bahçesi, Trc. Serkan Özburun)