5. “Allah odur ki, nimetlerine şükreden kullarını nefsinin hevasından korur. Ey delikanlı! Kendi öfkesini yenebilen, cihanda kendini kurtaranlardan ol. Halkın en budalası odur ki, nefis ve hevasının ardından koşar. Sonra o bozuk fikirli sanır ki, nihayet Allah kendini affedecektir.
Selamette kalmak istersen, bütün halkın dedikodusundan yüz çevir. Halkı baştan başa gaflette bil! İnsan anca cihandan gittiği zaman uyanır. Sen incitenlerin özürlerini kabul et. Marifet istersen onu yakalama. Halkı inciteni Allah sevmez. Böyle bir huy dindar adama yakışmaz. Sitemle bir kalbi yaralayan, o yarayı kendi kalbine açmış olur.
Gönül incitmeye heves etme. Halkın gıybetinden dilini tut ki, elini ayağını bağlanmış görmeyesin. Dilini gıybetten korumayan, Allah’ın cezasından kurtulamaz.
6. Hakkı arayan insan, Allah’ın buyruğundan başkası için ağzını açmaz. Hayy-ı Layemut olan Allah’a dair bilgin var ise, ağzına sükut mührünü vur.
Yavrum! Öğüt dinle. Kurtuluş istiyorsan dilini tut. Çok konuşanların göğüsleri içinde kalpleri hastadır. Akıllının adeti sükut, cahilin adeti ise gaflettir, unutkanlıktır. Gıybet ve yalan söylemekten ise sükut hayırlı değil midir?
Daima konuşmak düşkünü olanlar ahmaktır.
Kardeşim! Hakkı öğrenmekten başka söz söyleme. Doğru sözü de Hakkı kötülemek için söyleme. Başkasının ayıbını söyleyeceğine, kendi kusurunu gör.
7. Amel-i Saliha:
Dört şeyi dört şeyden temizle. Kalbini kıskançlıktan, dilini yalan ve gıybetten, gidişini riyadan ve karnını haramdan... O zaman tam imanlı kişi olursun. Böylece şerefli insan olursun. Haramdan çekilmeyenin ruhu yücelmez.
Riyalı amel, hasır üzerindeki nakışa benzer, fayda vermez. Riyasız ve hak yolunda çalışanların işi daima güzel ve parlak olur.
8. Padişahlara zararlı işler:
Dört huy padişahlara zarar verir: Padişah herkes yanında kahkaha atarsa, şüphe yok ki, heybetine eksiklik gelir. Her fakirle düşüp-kalkmak padişahların değerini azaltır. Kadınlarla fazla halvete çekilirse kendini hürmetsiz bir şah mevkiine düşürür. Cihana hükmetme kudretine sahip olanlar, halkı incitmemeye özen göstermelidirler.
Padişahlara adalet ve kerem yaraşır, ta ki aleme bu nimetlerle sevinç ve ferahlık getirsinler. Padişah bir kere zulüm ahengi tutturdu mu ona ne ordunun ne de hazinenin bir faydası olur.
Ama adaletli ve güleç yüzlü olursa, memlekette temel tutar. Sultan bir leşkere kerem ve ihsanda bulunursa, uğrunda yüzlerce insan can ve mallarını ferda ederler.
9. Güzel Huylar:
Dört şey büyüklüğe delildir. İlme hesapsız saygı göstermek, halka doğru cevap vermek ilim ve akıl sahiplerini değerli görmek. Halka tatlı dilli olmak, Ekşi yüzlü acı sözlü kimselerden dostları yüz çevirirler.
Düşmandan sakınmayan sonunda ondan cefa görür. Dostlar arasında neşeli yaşa ve düşmandan uzak dur. Hak yolunu tut, dedikoduya bakma.
10. Tehlikeli Şeyler:
Dört şeyde tehlike vardır: Sultana yakınlık, kötülerle dostluk, dünya sevgisi, kadın düşkünlüğü...
11. Bahtiyarlık Alametleri: Dört şey bahtiyarlık delilidir: Talihli olmanın temizliği soy temizliğidir. Soysuzlar taç ve tahta layık değildir. Talihliler daima doğru düşünceli olurlar. Kötü fikirliler azap çekmeye mahkumdur.
Ahiret azabından korkusuz yaşayanlar Mü’min değildir; mutlak kâfirdir.
12. Dünya Zevkini Terk Etmek:
Dünya hayatı üç gündür. Sonunu düşünmeyen gafildir. Nefsin zevk ve arzuları arkasında koşma, geçici aleme sevgi bağlama! Can teninden gidecek, kemiklerin toprak olacaktır. Sana canını vermekten başka çare yoktur. Gideceğin yolun haydudu da Nefs-i Emmarendir.
13. Esenlik Sebepleri:
Esenliği arıyorsan onu dört şeyde bulabilirsin: Emniyette olmak, aile saadeti, vücut sağlığı ve feragattir.
Ey oğul! Elinden gelirse nefsinin dileklerini yerine getirme ki, nefsinin tuzağına düşmeyesin. Nefis ile şeytan seni yoldan çevirir. Nefsinin heveslerini ayaklar altına al, ona hoşlandığı şeyleri az ver. Kötü nefsini doyuran kimseler, onu günah işlemekte bir kahraman yaparlar.
Boğazını her lezzetten uzak tut ki, her belaya ve günaha girmeyesin. Ey bütün gece sabaha kadar uyuyan zavallı, yarın yatacağın karanlık toprağa da bin kandil yak. Uyku ve yemek hayvanların adetinden başka bir şey değildir. Uyuyanlara bu nimetten pay yoktur.
Ey oğul! Kalk uyan ki, yarın çok uyuyacaksın. Kendinden haberin varsa uyan demeden önce yerinden fırla. Bu alçak dünyaya gönül bağlamak hatadır. Gönlünü bu bayağı dünyaya ne bağlıyorsun? Burada ebedi kalacak değilsin ki. Ey zavallı! Dışını süslemeye bakma. Bir ay parçası gibi için nurlu olsun. Tekellüfsüz ol, süs saltanat isteme, rahat ve tembelliği bir tarafa bırak, dünyada düzenlik arama!
Ey oğul! Ahiretten gafil olma, bu dünya varlıklarına o kadar sevinme. Cihanın belalarına karşı sabırlı ol, nimet zamanında Allah!a şükret. Cahillik, tembellik, bunlar çok zordur. Hele bikeslik (kimsesizlik), nâkeslik (bayağılık) bütün bu dört alamet kötü talih belirtileridir. Kim heveslerini ayaklar altına alırsa, nefisçiliği ile savaşabilir. Murat sürmenin sonu muratsız kalmaktır.
14. Riyazet Bahsi:
Yüksek adam olmak istiyorsan ey oğul kendine rahat kapısını kapat. Cennet kapısı ancak dünyada rahat kapısını kapatanlara açılır. Alemde Hak’tan başka bir şeye güvenen kimseden daha şaşkın kim olabilir.
Mevki peşinden koşan horluğa mahkum olur. İkbal ve mevki seni alçaklığa götürür. Nefis arzuları terk edilmekle miskinleşir. Cahil nefis terbiyesi böyle olur.
Nefis dört şeyle öldürülür; sükut, açlık, yalnızlık ve uykusuzluk. Gönlün Allah’ı anmaz olursa, mel’un şeytan sana dost ve yoldaş olur.
Yüzünü dünyaya dönmüş olan zavallı, ahiret aleminden nasıl nasip alabilir?
Tok karnına yemek yeme ki kalbin ölmesin. İnsanın illeti oburluktan ve aç gözlülüktendir. Çok yemek yemek hastalıkların mayasıdır.
Kullukta tembellik gösterinin kazancı sapkınlık ve düşkünlük olur. Sırtında yükü çok olan başkalarından geri kalır.
Kendini övme şeytan adetidir. Mert odur ki, kendisini daima eksik görür. Şeytan, ben Adem’den (as) üstünüm dediği için kıyamete kadar mel’un oldu.
Gönül alçaklığı yüzünden toprak insan olur. Ateş, dik başlılıkla sönüp gider. İblis kibrinden dolayı çürüdü. Adem (as) tövbesi yüzünden makbul oldu. Dane, toprağa düştüğü için el üstünde tutulur, başak, baş çektiği için ayak altında ezilir.
15. Ahmakların Vasıfları:
Ahmaklığın alameti dörttür: Kendi ayıbını göremeyip de başkasının kusurunu aramak, Gönlüne cimrilik tohumu saçtığı halde cömertlik ummak.
Huyu ile halkı memnun edemeyen kimsenin, Allah’ın yanında hiçbir değeri yoktur. Adaleti huysuzluk olanın işi daima nefret kazanmaktır. Kötü huy, tende canın belasıdır. Huysuz kişi insandan sayılmaz. Cimrilik, cehennem ağacının bir dalıdır.
Beladan kurtulmak istiyorsan, dünya ve nefisten elini çek. Hırs ve tamah hastalıklarına tutulduğunsa sana her taraftan bela yüz gösterir.
Ey oğul! Gönül hoşluğuyla yaşamak istiyorsan, cihanın varı ile yoğunu eşit say.
16. Akıl ve ilim alametleri:
Akıllı, bilgili kişi, dört şeyden uzak durur: İşini beceriksizlere ısmarlamaz, değersizlere iyilik yapmaz. Kötülüğe heves etmez, madem göçeceksin, elin boş gitme. Yumuşak huylu, aydın gönüllü ol.
Dünyada herkesten ileri geçmek istersen, tuz ekmek dağıtmakla eli açık ol.
Adalet göstermek istersen, buyruğun altındakileri iyi davran.
Verdiği öğüdü bizzat tutan, bunu başkalarına da dinletebilir. Kendi öğütleriyle amel etmeyenin sözünü kimse tutmaz.
Ey akıl sahibi! Şeriat kapısında çirkin görülen her ne varsa onun etrafında dolaşma. İşinin doğru gittiğini görmek istersen, kendi arzularına göre hareket etme.
17. Kurtuluşa dair:
Kurtuluşun üç yolu vardır. Allah’tan korkmak, helal rızık aramak, doğru yolda yürümek.
Ey delikanlı! Alçakgönüllülüğü adet edinirsen, bütün cihan seni sever. Zenginler ve kuvvetliler önünde baş eğme. Eğer onlara kulluk edersen, dinin elden gider.
Para için zenginlere meddahlık etme. Bu nurları ne yapacaksın? Zamane zenginleri ölü insanlardır. Ey oğul! Ölülerle ne işin var? Sayısız mal ve altın topla, sonra kabirde bunların hasretini çek! Akıllılık mıdır?
18. Allah’ı zikir bahsi:
Ey oğul! Eğer adalet ve ihsanından haberin varsa daima Allah’ı zikret. Gününü gafletle geçirme. Allah zikri ruhun gıdası, yaralı gönlün merhemidir.
Zikrullahı yoldaş edinen nasıl köşk ve saray heveslisi olabilir? Zikri unutursan, şeytanla yoldaş olursun. Ey iman ehli! Allah’ın zikrini dilinden bırakma ki, iki alemde şeref ve kuvvet bulasın. Zikirde de önce ihlas gereklidir. Samimi olmayan zikir nasıl dürüst olabilir?
Zikir üç nevidir: Avamın zikri dil ile, erenlerin zikri kalp ile, Ehass-ı havasın zikri ise sır iledir. Zikretmeyen daim ziyandadır.
Her uzvun zikri vardır. Zikrin şartı da hürmettir. Ey oğul! Yedi aza da ayrı ayrı zikreder. Elin zikri, her zavallıya uzanmak, Ayağın zikri yakınları ziyaret, Gözün zikri, ayetlerini temaşa etmek ve Allah korkusu ile gözyaşı dökmektir. Kulağın zikri, doğru sözü dinlemektir. Gece gündüz zikre çalış. Kalbin zikri de sende Allah aşkını doğurur. Çalış ki bu zikri elde edesin. Cehaleti yüzünden daima günahta olan, Allah’ın zikrinden ne zevk duyabilir?
Dilin zikri Kur’an okumaktır. Bundan nasibi olmayan, müflislerdendir. Daima Allah’ın nimetlerine şükret ki, Allah da nimetlerini tamam versin. Daima yaratıcının hamd ve senasını söyle ki, ömrünü berbat etmeyesin. Daima Hakk’ı övmekten dilini ayırma ki yoksulluk (ve manevi fakirlik) tehlikesinden kurtulabilesin. Erenlerin işleri hep böyledir.
Mideni haram lokmadan koruyup helal ile daldır ki, bütün bunlar yapmaya gücün olsun. Haram lokma kalbin nurunu söndürür, kalbi kasvete bağlar. Midesini haramdan korumayan, itaate muvaffak olamaz.
19. Olgun Aklın Delilleri:
Dört şey herkes için iyidir: Birincisi iyilik yapmak, ikincisi aklını başına toplamak, üçüncüsü sabırlı adamlarla düşüp, kalkmalığın, sonuncusu da halka saygı göstermektir.
20. Kötü Huylar:
Dört tabiat vardır ki, bunlar yaratılmışların en çirkinidir: Biri hasettir ki, bir nevi kindir. İkincisi ucubdur ki, kişinin kendini beğenmesidir. Üçüncüsü hışım, yani öfkedir. Dördüncüsü de kıskançlıktır.
İçindeki katkıları at da altın gibi saf ol. Toprak olmadan önce, toprak gibi alçak gönüllü ol. Hırsı bırak da kanaate alış. Ölümünü düşün de daima dostlarla düşüp kalkmaya bak, düşman yüzü hiç görme.
21. Talihsizlik Alameti:
Dört şey talihsizlik nişanıdır: Ahmağa fikir danışmak, cahile para vermek, dostların öğütlerini dinlemeyen kimse hakikatte bir talihsizdir. Dünyadan ibret almayan bahtsız cihanın nefretini kazanmış olur. Ahmak, dosttan öğüt dinlemez. Dört şeyin küçüğü de büyüktür ve muteberdir. Biri düşman, öteki ateş, üçüncüsü hastalıktır. Dördüncüsü ise seni bezeyen bilgidir. İlim az bile olsa hor bakma, çünkü ilmin hesaba sığmayan bir değeri vardır.
Ey oğul: herkeste olan dört şey dört şeyden meydana gelir. İnatçılıktan rüsvaylık doğar. Öfkeden pişmanlık, kibirden düşmanlık, tembellikten de düşkünlük hasıl olur. Miskin ve obur kimse ise insan değil belki öküz ve eşekten daha aşağıdır.
22. Bekası Olmayan Dört Şey:
Ey Hoca! Dört Şeyin ömrü azdır. Ey güzel yüzlü iman ehli iyi dinle! Sultanın zulmü çok sürmez. Dostların itabı az devam eder. Kadının gösterdiği sevgi ve... Yabancıların dostluğu süreksizdir.
Dört şey dört şeyle tamam olur. Kişinin ilmi aklıyla olgunlaşır. Niyet de amelle güzelleşir. Din kötülüklerden sakınmakla kemal bulur. Nimet de şükürle bollaşır.
Kulun olgunluğu dinde görülür. Sanatı züht, adeti ibadet olur. İlim, aklın ergenliğinden doğar. Amelsiz niyetine de kimse değer vermez. Şükretmemek nimetin elden gitmesine sebep olur. Akılsız kişi, ilimden bir fayda elde etmez.
Ey oğul; akılsız ilim ziyandır. İlim bir kuş ise akıl onun kanadıdır. İlim sahibi olup, amel etmeyen akıl yolundan uzaklaşmış olur.
23. Geri Çevrilmesi İmkansız Olanlar:
Bunlar dörttür: Ansızın ağızdan çıkan söz, yaydan fırlayan ok, başına gelen kaza ve boşa harcanan ömür.
Ömrün her nefesini ganimet bil. Sükutu adet edinen emniyette yaşar. Yiğit cömertlikle yücelik bulur. Güvenlikte kalmak istiyorsan git, cihan halkına iyilik yap. İyilik ve kötülük yapmakla herkes iyi bil ki, bunu kendi nefsine yapmış olur.
Dört Şeyden Dört Şey Ürer:
Dilencilik yapan horluğa uğrar, başkasını küçük gören yalnız kalır, işin sonunu düşünmeyen pişmanlığa uğrar, içinde ihtiyatlı davranmayan da gönlüne ağırlık çöker.
Sultanla kavga edenler, işlerini baştan başa harap eder. Kötü huyları yüzünden geçimsizlik edenler, dostlarını kayırırlar. Kibirle baş kaldıranlar, kurt gibi insanlardan uzak yaşarlar.
Dört şey insanı düşkünlüğe uğratır: Çok düşman, hesapsız borç, sayısız iş, kalabalık aile.
Dört şey hatadan sayılır: Kadından vefa ummak, düşman beslemek, kötü nefsin muradını yerine getirmek, kötülerden sakınmamak.
Dört şey Allah sevgisindendir: Allah’ın emirlerini yerine getirmek, anne-babayı kendinden hoşnut etmek, şeytanla savaşmak, zavallılara iyilik yapmak.
Dört şey ömrü uzatır: Güzel ses, güzel yüz, mal ve candan kaygısız yaşamak ve işin gönlüne uygun olmak.
Beş şey ömrü kısaltır: İhtiyarlıkta muhtaçlık, gariplik, uzun hastalık, ölülere bakmak, düşman korkusu.
Yüz suyu dökmek istemiyorsan beş şeyden uzak dur: Yalan söylemek, büyüklere karşı çıkmak, halka edepsizlik etmek, hafif meşrep olmak, muhtaçlara yardımdan kaçmak.