KALP İLE CİHAD NASIL YAPILIR?

 

Kalp ile cihat demek, Müslüman’ın gördüğü ya da görmediği her isyanı ve kötülüğü Allah (c.c.) rızası için kötü görmek ve onlara karşı öfkelenmek ve kızmaktır. Ya da bir vesvese olarak veya bir emir olarak çağrılan kötülüğü reddetmektir.

 

Kalp ile cihat demek, kalbin ölmesi, her şeye karşı duygusuz hale gelmesi demek değildir. Kalp, münker olana karşı kızıp öfkelenmeyecek diye bir şey yoktur. Şayet durum böyle değilse, yani kalp ile cihadı böyle anlamıyorsa, o zaman takınılan tavır tümüyle İslâm’dan çıkmaktır. Çünkü münker olduğu gibi kabul edilmiş demektir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

“Bir yerde herhangi bir hata işlenir de, onu gören kimse onu hoş karşılamaz ya da inkâr ederse, tıpkı onu görmeyen gibidir. Kim de orada olmadığı halde işlenene rıza gösterirse, tıpkı yanında imiş gibidir (yapmış gibidir).” [158]

 

“Fitneler kalplere tıpkı hasır çubukları gibi dal dal arz olunur. Artık onlar hangi kalbe işlerse o kalpte siyah bir leke meydana gelir. Hangi kalp de onları kabul etmezse o kalpte de beyaz bir leke meydana gelir. Böylece iki kalbe yerleşirler. Bu kalplerden biri cilalı taş gibi bembeyazdır. Göklerle yer durdukça ona hiçbir fitne zarar vermez. Ötekine gelince, o alaca siyahtır. Tepesi aşağı duran testi gibidir. Ne bir iyiliği tanır, ne de bir kötülüğü inkâr eder. Yalnız içine işleyen heva ve hevesini bilir.” [159]

 

Önceki konularda kalp ile cihadı anlatırken özetleyerek geçtik. Çünkü bu, konunun en zayıf ve olumsuz yönüdür. Fakat muhakkak olarak bunun olumlu yönünü anlatmadan önce, sınırını çizmemiz gerekecektir.

 

Sanki bu ikisi yani ‘emr-i bilma’ruf, nehy-i ani’l-münker’ ile cihat aynı şeyler imiş gibi aktardık. Nedeni de gerçekte bunların böyle olduğu ve birbirlerinden ayrılmaz olduklarıdır. Yani bunlar İslâm topraklarında olunca anlam bakımından birbirlerinden ayrılmaz.



[158]  Ebu Davud.

[159]  Müslim.